‘Kemik iliği naklinde ilk sırayı lösemi alıyor’

Medipol Mega Üniversite Sağlık Kurumu Çocuk Hemotoloji ve Onkoloji Kısım Başkanı Prof. Dr. Sema Anak, Lösemi Haftası sebebiyle söylemede bulundu. Prof Dr. Anak, “Kemik iliği nakli yapılanlarda ilk sırayı lösemi başka bir deyişle kan kanseri alıyor” dedi.
Löseminin yanı gizeme talesemiyle akdeniz kansızlığı ile sıklıkla karşılaştıklarını ifade eden Prof Dr. Anak, talesemide tamamen iyileşme sağlamak için tek devanın, şu anda kemik iliği nakli olduğuna dikkat çekti.
Nakil biriminde hem beynelmilel hem de Türkiye’den nakil hastaları rehabilitasyon altına aldıklarını ifade eden Anak, “Milli alanda Türkiye ortalamasında, malin başka bir deyişle kanser olmayan hastalıklar gerçeğinde ön tasarıda diyebilirim. Doğumsal anemi hastalıkları, bağışıklık beceriksizlikleri daha çok Türkiye’de ön tasarıdadır. Zira ülkemizde aile içi konutluluklar azımsanmayacak kadar yüksek oranda görülüyor. Genetik sebeplerden kaynaklanan hastalıklar ise bu sebeple artıyor” diye konuştu.
Talesemi Akdeniz kansızlığı hastalığında zaferli bir nakil için en ehemmiyetli kriterin yaş olduğuna değinen Anak, “Erken yaşlarda ve özellikle 3 ila 10 yaş arasında nakil yapılmalıdır. Başta ülkemiz olmak üzere Kazakistan, Ukrayna, Gürcistan, Irak, Libya, Kosova ve Balkan ülkelerinden hastalar geliyor. Ülkemizdeki hastalara göre mukayese ettiğimizde yurt dışından gelen hastalarımızın nakillerinde daha çok zorlanıyoruz. Bunun sebebi ise bu hastaların bize en son deva olarak gelmesi. En mukavemetli ve en makûs hallerine bizlere müracaat etiyorlar” diye konuştu.
“Hastalık ağırlaşmadan erken rehabilitasyon yapılmalı”
Rehabilitasyonu revizyona sokmak, kaidelere uygun rehabilitasyonları uygulamak, başka bir deyişle hastalıkları hakimiyet altına almak ve nakil yapmanın güçlüklerini anlatan Prof Dr. Anak, “Yurt dışından gelen hastalarımız muhtelif sebeplerden dolayı iyi rehabilitasyon edilmemiş olarak ya da tüm rehabilitasyonları yapılmış, ama mukavemetli bir halde son bir ümitle geliyor. Fakat zaferi çoğaldırmak için, hastaların bize rehabilitasyonun başlangıcında ya da hastalığın ilk yinelemesinde müracaat etmeleri gerekiyor. Zira hastalık kronikleşip çok mukavemetli hale gelince bizim de yapabileceklerimiz kısıtlanıyor. Fazla ilerlemeden gelindiğinde en azından hastalığa müteveccih iyi bir tasarı çizebiliyoruz. Zafer kısmeti şahıstan bireye ve hastalıktan hastalığa göre değişiyor. Yeniden de zafer kısmeti daha da yükselebiliyor” dedi.