Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Osmanlı’da Karantina Tedbirleri

Osmanlı’da Karantina Tedbirleri
06.05.2020
635
A+
A-

Tarihin birçok devrinde karşılaşılan salgın hastalıklar yüzlerce, binlerce insanın hayatını aldı.  Osmanlı döneminde de 1847-1848 ila 1892-1895’te görülen kolera salgını halkı korku ve endişeye sürükledi.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri’nde yer alan belgelere göre, kolera pandemisi, çok sayıda insanın ölümüne neden oldu ve Osmanlı Devleti yöneticileri, bu salgına karşı ciddi ve çok yönlü tedbirler aldı.

İstanbul’dan Kudüs’e, Beyrut’tan Bağdat’a ve Mekke’ye kadar uzanan yaşamsal tedbirler ve karantina uygulamaları Osmanlı arşiv vesikasına yansıdı.

1847-1848 yıllarında İstanbul’da yaşanan kolera salgınına karşı alınan tedbirler çerçevesinde, o dönemde Mekke’den getirilen Kabe örtüsü 3 günlük karantina sonrası Topkapı Sarayı Hümayunu’nda Hırka-i Şerif Dairesi’ne nakledildi.

KUDÜS’E ZİYARETLER YASAKLANMIŞ

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Orta Doğu Tarihi Uzmanı Dr. Mehmet Çelik, Osmanlı Devleti’nin farklı dönemlerde çok defa salgınla mücadele ettiğini ve katı önlemler aldığını söyledi.

Osmanlı’nın katı kurallar uygulayarak salgınla mücadele ettiğini belirten Çelik, şöyle konuştu:

“İlk dönem salgınının etkileri geçmesine rağmen tedbiri elden bırakmayan Osmanlı İdaresi, 9 Kasım 1889 tarihli Osmanlı arşiv belgesine göre, Bağdat’ta yaşayan Yahudilerin kolera salgını yüzünden şehir merkezine defin yapma yasağını ihlal etmelerinden dolayı Yahudilere tolerans gösterilmemiş. Basra, Samarra ve İran’daki Müslümanların hac ziyaretleri salgın münasebetiyle yasaklanmış. Kolera salgınından dolayı Kudüs’e ziyaretin yasaklanması da 18 Ağustos 1891 tarihli gazetelerde basına yansımış. Bu uygulamalar merkezden verilen kararların vilayetlerde ciddi şekilde uygulanması ile başarıya ulaşmış.”

SEFİRLERE KARANTİNA

İstanbul’a gelen sefirlere katı karantina uygulaması yapıldığını aktaran Çelik, 24 Eylül 1893 tarihinde Alman sefirini karantinada tutmak için bir baraka yapıldığını ve sefire tahsis edildiğini söyledi.

“25 Eylül 1892 tarihli bir evrakta Rus sefiri Mösyö Nelidof’un, ailesiyle beraber Osmanlı’ya gelirken karantinaya alındığını ve Osmanlı idaresinde Kosova Vilayeti ’ne bağlı olan günümüzde Sırbistan’ın Vranja kentine bağlı Zibefçe’de (Zibevche- Viševce) yataklı barakada karantinada kaldığını görüyoruz” diyen Çelik, 4 Kasım 1894 tarihli diğer bir belgede de Fransa sefiri Mösyö Kambon’un İstanbul’a gelen sefirin karantinada bekletilmeye mecbur tutulduğunu belirtti.

Kutsal topraklardan gelen hediyelerin Osmanlı payitahtına taşındığı feraşet torbalarına da karantina uygulandığını Mehmet Çelik, “5 Şubat 1850 tarihli arşiv belgesinde de Haremeyn’den gelen feraşet torbalarıyla, kutsal emanetlere karantina uygulandığı görülürken, bu eşyaların karışmaması için de dikkat edilmesi çalışanlara bildirilmiş” dedi.

Dr. Mehmet Çelik, sonraki yıllarda kolera salgını nedeniyle Topkapı Sarayı’nda görevli memurların sıhhi tedbirlere titizlikle uymaları, temastan uzak durmaları gerektiğinin tebliğ edildiğini söyledi.

MEYVE VE SEBZE ÜRÜNLERİNE YASAKLAMA

Çelik, Osmanlı idaresinin, İstanbul’u kasıp kavuran kolera salgınına karşı 9 Kasım 1893’te açıkta satılan sebze, meyve ve etlerin satımını yasaklandığının da tarihi belgelere yansıdığını, salgına karşı alınacak tedbirler kapsamında 1895’te midye, salyangoz, ahtapot ve benzeri deniz ürünlerinin satışına da yasak getirildiğini kaydetti.

Devletin karşı karşıya kaldığı bu salgına yönelik yaptığı mücadelelerin dönemin şartlarına bakıldığında oldukça dikkat çektiğini anlatan Çelik, şunları söyledi:

“Arşiv belgelerinden de görüldüğü üzere bu salgının Osmanlı vilayetlerinde yayılmasının önüne geçmek ve etkileri azaltmak amacıyla Osmanlı İdaresi, alınan tedbirlerin etkili şekilde uygulanması ve üst düzeyde devlet temsilcilerinin de bu tedbirlere riayet etmeleri için birçok uygulama getirmiştir. Osmanlı Devleti’nin aldığı bu tedbirler, salgına karşı mücadeledeki ciddiyetini göstermesi açısından çok önemlidir.

İLİşKİLİ HABERLER Dünya Tarihindeki En Büyük Salgın Hastalıklar

Dünya Tarihindeki En Büyük Salgın Hastalıklar

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.