Osmanlı’nın Fethettiği Ülkeler

Hükmedilen coğrafyanın genişlemesi ile beraber kültürel manada zenginliğin ve çeşitliliğin artması ile beraber aynı zamanda otoritenin bu bölgeler arasında net şekilde kurulması da zor bir hale gelmektedir.

Merkezi otoritenin düşük bir seviyede olması elde edilecek olan siyasal gücü de sarsan hususlar arasında kendini göstermektedir. Fethedilen ülkelere bakıldığı zaman Asya, Avrupa ve Afrika ’ya yayılan geniş bir imparatorluğun temellerinin atıldığını görebilirsiniz. Bunda kurucu olan Osman Bey ’den İkinci Abdülhamid ’e kadar herkesin payı bulunmaktadır. Atılan adımların her biri bir dünya imparatorluğu olmak ve kızıl elmaya ulaşmayı amaçlamaktadır.

Balkanlar: Fetihlerin Odak Noktası!

Osmanlı ’nın fethettiği ülkeler incelendiği zaman başlangıç aşamasında özellikle Balkanlara büyük bir yoğunluk verildiği ve oldukça net ve isteğe dayalı bir sistem kurulduğu da fark edilmektedir. Balkanlarda uygulanan politika kişilerin zorlanmasından ziyade kendilerini bu imparatorluğun bir parçası hissetmeleri için özel olarak hazırlanmış olan hususlar arasındadır.

Hem mimari yatırımlar hem de götürülen hizmetler ile Balkanlar ihya edilmiştir. Bu süreç içerisinde kesinlikle kişilerin hayatlarına doğrudan bir müdahale olmamış ve asimilasyon uygulanmamıştır. Hali hazırda balkanlarda kültürel çeşitliliğin devam etmesi ve Osmanlı İmparatorluğundan sevgi ve saygı ile bahsedilmesi dahi etkinin en önemli kanıtları arasında yer alıyor. Bu noktada kurulan bir diğer bağ da padişahların birçoğunun eşinin Balkan kökenli olmasından kaynaklanmaktadır. Her manası ile merkezi yönetimin ana noktalarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yavuz Sultan Selim ile Yüz Doğuya Çevriliyor!

Osmanlı ’nın fethettiği ülkeler incelendiği zaman doğuda atılan en temel adımların Yavuz Sultan Selim döneminde atıldığı görülmektedir. Gelişim süreci içerisinde en temel güçler bu kısa süreçte elde edilmiştir.

Doğuya doğru yapılan seferlerde en önemli başarılardan biri Mercidabık ve Ridaniye ile elde edilmiştir. Bu noktada yenilgiye uğratılan ordular ile sadece askeri biri başarı elde edilmemiştir. Aynı zamanda senelerce Osmanlı himayesinde kalacak olan kutsal emanetler de tarafımıza geçmiştir. Hali hazırda Topkapı Sarayı ’nda bu kutsal emanetleri ziyaret edebilirsiniz. Sergilendiği odada gün boyunca canlı olarak Kuran-ı Kerim okunmaktadır. Ayrıca bu seferlerin sonucunda Hilafet makamı da Osmanlının egemenliğine geçmiştir. 1924 senesinde hilafet kaldırılıncaya kadar da süreç devam etmiştir.

Bu detaylara bakıldığı zaman Yavuz Sultan Selim ’in imparatorluğa yapmış olduğu katkıların paha biçilemez biri değerde olduğu da net şekilde kendini göstermektedir.

Fetih ile İhya Bir Arada!

Hükmedilen coğrafyalarda hali hazırda sonradan gelen ülkelerin sergiledikleri sert tutuma rağmen camilerin ve çeşmelerin birçok imarethanenin hala ayakta kaldığı görülmektedir. Fetih ile ihyanın anlı minvalde olduğu Osmanlıda özellikle tebaanın refahı için büyük bir çaba sarf edilmektedir. Tebaa Allahın padişaha bir emaneti olarak görülmektedir.

İLİşKİLİ HABERLER

Osmanlı ’nın En Zeki Padişahı